Bir gün gurup halinde Beşiktaş tramvayına binmiştik. İş arkadaşım Cemil de bize katılmıştı. Birden Cemil’in yıldırım gibi sahanlıktan fırladığını, Fındıklı Camii önünde bir polisimizi döven bir guruba saldırdığını gördük. Tramvay durmuştu. Diğer arkadaşlar da oraya koştu, birbirlerine girmişlerdi; tartaklananlar, yumruklardan yuvarlananlar, düşen kalkanlar, orasını bir anda karıştırmıştı.Her ağızdan başka dilde sözler duyuluyor, düdükleri kulaklarımızda çınlıyordu. İşgal kuvvetlerinden bir gurubun yokuştan aşağı koşarak geldiklerini gören vatman “çabuk atlayın, yardım geliyor” diye bağırdı. Arkadaşlar polisle Cemil’i halkın arasından zorlukla geçirip tramvaya bindirdiler...
“Arslanlar gibi dövüşüyordunuz. Sizlerle iftihar ettim, gurur duydum.”
*
İçimde garip bir heyecan vardı. Az sonra Fatma’yı evine bırakmak için kalktılar. Ayrılırken
ellerimiz birbirini daha uzun tuttu, gibi geldi bana.
Kapıyı kapattıktan sonra gecemi, bugünün çeşitli hatıraları ile doldurmak, o heyecanlı dakikaları tekrar yaşamak arzusuyla odama çıktım. İçim yorgundu, Cemil’in kendisini cehennemin ortasına atması beni korkutmuş, fakat ruhunda şahlanan kahramanlık hissini beğenmiştim.
Atatürk Yolunda Büyük Adımlar, Sabahat Filmer, 1983
No comments:
Post a Comment